Skip to main content

Yazar: Emel Katırcı

Depresyon ve İntihar

Depresyon geçiren bir hastanın intihar (öz kıyım) riski vardır. Depresyon tedavisinde intihar tehlikesi her zaman göz önünde tutulmalıdır.
Duygu durum bozukluğu gösterenlerde intihar düşünce ve eylemleri % 20-40 kadardır. İntiharları gerçekleştirenlerin geçmişlerinde de intihar girişimleri bulunmaktadır. İntihar riski belirtilerin şiddeti ile her zaman bağlantılı değildir. Yaşlılarda intihar olasılığı gençlere göre iki kat daha fazladır. İntiharla ilgili konuşanlarda olasılığın daha az olduğu düşüncesi yanlıştır. Hastanede yatan olgularda intihar girişimi oranı % 15 kadardır. Depresyon olgularının % 15’i intiharla ölmektedir. Tüm intiharların % 70’i depresyon olgularıdır.

Demans (Bunama) Nedir?

Primer demansların yarısından fazlası Alzheimer Hastalığı demansıdır.

Demans kelimesi latince mens (zihin) kelimesinden türemiştir ve demans (demens) zihnin yitirilmesi anlamına gelmektedir.
Bir hastaya klinik olarak demans tanısının koyulabilmesi için birkaç temel özelliğin bir arada bulunması gerekmektedir. Demans tanısı için  gereken özelliklerinden biri hastanın bilişsel fonksiyonlarında önceye göre belirgin bir kaybın meydana gelmesidir. Demanslı hastaların zihinsel fonksiyonlarında sonradan oluşan bir bozulmada, kazanılmış zihinsel işlevlerin kaybı söz konusudur. Bu özelliği ile demans normal zihinsel işlevlerin zaten  kazanılmadığı zeka geriliği gibi gelişimsel bozukluklardan ayrılır.
Demans hastasında dikkat, hafıza, dil, görsel mekansal işlevler, yürütücü işlevler gibi kognitif zihinsel süreçlerin birinden fazlasında bozulma oluşur ve bu durum hastanın günlük yaşamsal aktivitelerinde belirgin bozulmaya neden olur.

Orta Evre Demans Bulguları Nelerdir?

Alzheimer hastalığında orta derece demans bulguları :

  • Orta demans evresine ulaşıldığında, hasta ev dışındaki bağımsızlığını artık tümüyle yitirmiştir.  Gözetimle sokağa çıkabilse de, yalnız kaldığı takdirde yolunu bulamaz.  Başkalarının evinde odaları karıştırabilir.
  • Yeni öğrenme artık hemen hiç mümkün olamamaktadır.  Anlama, okuma ve yazma giderek bozulur; evrenin sonlarına doğru imzası tanınmaz olabilir.
  • Birinci derece yakınları hakkındaki bilgiyi genellikle korusa da, torunlarının sayısı, isimleri, okulları gibi bilgileri karıştırmaktadır.
  • Evdeki işlevselliği son derece yüzeyselleşmiştir. Ancak sofrayı toplamaya veya sebze doğramaya yardım düzeyinde olabilir.
  • Giyinme sırasında mevsime ya da günün saatine uygun giysiyi seçmede zorlanma, giysilerin sırasını karıştırma (gömleğin üzerine iç çamaşırı gibi), düğmeleri yanlış ilikleme gibi güçlükler başlar.
  • Sofrada öncelikle bıçağı kullanamaz olduğunda yemeklerinin önceden kesilmesi gerekir.  Giderek döküp saçarak yemek belirginleşir.  Çatal-bıçağı karıştırmak, sıvıları çatalla almaya çalışmak gibi hatalar görülebilir.
  • Yıkanmakta öncelikle sıcağı soğuğu ayarlamakla başlayan yardım gereksinimi ortaya çıkar.   
  • Henüz sfinkter kontrolü seyrek gece kaçırmaları dışında sorunsuzdur.  Tuvalet mekaniği, elini yüzünü yıkamak gibi işlevleri kendi başına yapabilir.
  • Davranışsal belirtiler artık vurgulanmaya başlamıştır.  Hırsızlık, terk edilme ve sadakatsizlik hezeyanları olabilir.
  • Yalnız kalmaktan ürker ve yakınını (eşi, çocuğu) sürekli gözünün önünde ister.
  • Hekim vizitleri gibi yaklaşan randevular aşikar bir beklenti anksiyetesine yol açabilir.
  • Uyku-uyanıklık ritminde bozulma artık belirginleşmiştir.  Gece sık uyanmalar ve gündüz sık uyuklamalarla geçer.

Demans Çeşitleri Nelerdir ?

Demanslar en basit olarak primer ve sekonder demanslar  olarak sınıflandırılabilir.

Primer demansların nedeni; merkez sinir sisteminin ilerleyici nörodejenerasyonudur. İlerleyici nörodejenerasyon sonucu hücre ölümü ve sinaps kaybı meydana gelmekte, buna bağlı olarak etkilenen beyin bölgelerine göre değişen zihinsel alanlarda bozulmalar ortaya çıkmaktadır.

Sekonder demanslar , altta yatan sistemik veya nörolojik bir hastalığa, travmaya, neoplazilere veya toksinlere bağlı olarak gelişirler. En sık sekonder demans nedeni vasküler nedenlerdir. Demans tanısı konulmuş bir hastayı incelerken mutlaka sekonder demans nedenlerinin dışlanması gerekir. Sekonder demanslardan bazıları tedavi edilebilir olması bakımından ayrıca önem taşır.

Demansın Son Evre Bulguları Nelerdir ?

Alzheimer hastalığında ağır dönem demans bulguları :

  • Ağır demans evresinde bellekte artık sadece parçacıklar söz konusudur.  Yakınını (eşi, çocuğu) ana-babasıyla karıştırabilir, aynadaki kendi yüzünü tanıyamayabilir.
  • Giyinmek, yıkanmak, yemek gibi temel günlük yaşam aktivitelerinde artık tam bir gözetim gerekmektedir. 
  • Evrenin sonlarında yutma güçlüğü de ortaya çıkar. 
  • Kelime hazinesi son derece fakirleşmiştir. 
  • Evrenin sonlarında tüm verbal yetenekler yitirilir.
  • Yataktan kalkmak giderek zorlaşır ve sonlara doğru giderek oturmak dahi mümkün olmaz hale gelir. 
  • Televizyondaki kişileri ev içindeymiş gibi sanıp konuşmak, aynadaki kendi hayaliyle yabancıymış gibi konuşmak gözlenebilir.
  • Yürümenin kaybolmadığı dönemde amaçsız dolaşma, istifçilik, amaçsız tekrarlayıcı hareketler izlenebilir.
  • Tuvalet davranışında bozulmalar (idrar ya da gaita sonrası uygun biçimde temizlenme, sifonu çekme sorunları), idrar kaçırma giderek belirginleşir.
  • Epileptik nöbetler ortaya çıkabilir.

Hafif Evre Demans Bulguları Nelerdir?

  • Alzheimer hastalığının ilk evresindeki bulgular.
  • Hafif evredeki demanslı hasta halen çalışmaktaysa artık işinde verimliliğini yitirmiştir.  Yaratıcılık gerektirmeyen tekdüze işler başlangıçta sürdürülebilse de, iş arkadaşları performans düşüklüğünün farkındadırlar ve kısa süre içinde emeklilik kaçınılmaz olur.
  • Yakın geçmişe ait olayların hatırlanmasında ki güçlük, aynı soruların tekrarlanması, kelime bulma güçlükleri yakınların dikkatini çeken başlıca özelliklerdir.
  • Halen bildik mekanlarda dolaşabilse ve yolculuk yapabilse de, yabancı mekanlarda kaybolabilir.
  • Araba kullanırken sinyalizasyona dikkatsizlik, tepkilerde yavaşlama, yönleri karıştırma gibi güçlükler başlamıştır.
  • Banka işleri, fatura ödemeleri gibi mali işlerde hatalar olmaktadır.
  • Banka kartı, cep telefonu gibi yenilikleri öğrenip kullanmayı başaramaz.
  • Hobiler (dikiş-nakış, bahçecilik, sanatsal uğraşılar, yetenek oyunları, vb.) sürdürülemez olmuştur.
  • Yemek lezzetinde bozulmalar gibi mutfak işlerinde güçlükler başlamıştır.
  • Çamaşır, bulaşık gibi ev işlerini sürdürebilse de, bunlarda eski özenini bir ölçüde yitirmiştir.
  • Okumak ve gazete-TV aracılığıyla aktüaliteye ilgi azalmıştır.
  • Uyku kalitesi bozulmaya başlar.  Cinsel ilgi ve iştah bozulur.
  • Eksikliklerin fark edilmesinin de katkısıyla bazı olgularda depresyon belirtileri ön planda olabilir.  Ancak depresyon sıklıkla keder ifadesi gibi afektif belirtilerden çok, isteksizlik gibi motivasyonel belirtilerle kendini gösterir.

Uçak Korkusu

Uçak korkusu, uçma korkusu veya uçak fobisi olarak adlandırılan korku en sık görülen fobik bozukluklardan biridir.

Fobik bozukluklar:  Özgül fobiler ve sosyal fobi olarak ikiye ayrılırlar ve anksiyete bozuklukları kapsamında değerlendirilir. Sosyal fobiden i ba bir yazıda geniş olarak bahsedilmiştir.

Fobi bir durum veya nesneden ve uygunsuz aşırı derecede korkmak anlamına gelir. Uçak korkusu uçakla uçarak seyahat etmekten aşırı derecede korkma durumuna verilen addır. Bu kişiler uçağa binemezler. kara ulaşımı ve deniz ulaşımını tercih ederler. Kıtalar arası yolculuklar bu kişiler için gerçekleştirmesi çok zor olan durumlardır. Uçağa binme korkuları nedeni ile bir çok şeyden mahrum kalırlar. Bu durum evde oturan ve çok aktif bir hayat yaşamayan kişiler için çok büyük sorun teşkil etmez. Fakat mesleği gereği çok sık yolculuk etmesi gereken kişiler için büyük bir sorundur. Bazen yolculuklara çıkmada alkol alınarak bu korkuya katlanmaya çalışılınır. Bu durumda korkuya çok büyük sıkıntı ile katlanılabilir veya korku bir panik atak seviyesine çıkabilir ve ciddi sorunlar oluşur. Tedavisinde ilaç tedavisi ve davranışçı bilişsel psikoterapi kullanılır.

Prof. Dr. M. Reha Bayar

Fobilerin Klinik Özellikleri

Fobiler hasta özgül bir durum veya nesne ile karşılaştığında yada karşılaşma beklentisi içindeyken ortaya çıkan yoğun sıkıntı ve korku ile karekterizedir.

Fobisi olanlar fobik uyarandan kaçarlar ( uçağa binmemek için çok uzak mesafelere kara taşıtları ile gitmek) veya çok büyük sıkıntı ve korku yaşayarak uyaran ile karşılaşırlar (gök gürültüsü ve şimşekten korkan kişinin buna katlanması ).Fobik bozukluğu olan kişide fobik uyaran ile karşılaşma hemen her zaman panik atak  ile sonuçlanır. Fobik uyarandan etkilenmeyi azaltmak için alkol ve madde kullanımı sık görülür. Tüm fobik hastaların yaklaşık 1/3 ünde depresyon görülür.

Prof. Dr. M. Reha Bayar

Panik Bozukluğu Nedir ?

Panik Bozukluğu tekrarlayan panik ataklarla karekterize bir anksiyete bozukluğudur.

  • Tekrarlayıcı beklenmedik Panik Ataklar geçirme,
  • Ataklar arasındaki zamanlarda başka Panik Ataklarının daha olacağına ilişkin sürekli bir kaygı ve korku duyma,
  • Panik Ataklarının  “kalp krizi geçirip ölme”, “kontrolünü yitirip çıldırma” ya da “felç geçirme” gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli bir kaygı ve üzüntü duyma
  • Atakları engellemeye ve olası kötü sonuçlarını engelleme amaçlı davranış değişikliklerinin oluşması (Dışarı çıkamamak, yalnız kalmamak, işe gitmemek, spor, ev işi yapmamak, cinsellik yaşamamak, bazı yiyecek ya da içecekleri yiyip içmemek, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşımak gibi) ile belirli bir psikiyatrik bozukluktur.

Fobi Çeşitleri

Özgül fobiler dört sınıfa ayrılırlar :

Hayvan tipi: köpek, kedi, yılan, örümcek.böcek vs.

Doğal çevre tipi: fırtına. yıldırım. rüzgar, dağlar, deniz vs.

Kan enjeksiyon yaralanma tipi: Kan alınması, yaralanma gibi kan görme ile ilgili durumlarda ortaya çıkan ailevi geçiş özelliği gösteren ve bayılma ile sonlanabilen tip.

Durumsal tip: uçak, araba, metro, karanlık, kapalı yerde kalma, yükseklik.

Diğer fobiler. Yukarıdakilerin içine girmeyenler.

Prof. Dr. M. Reha Bayar