Randevu Alın
Vaka Notu: Sessiz Bir Çöküşün Ardından
Yaklaşık altı ay önce başvuran 34 yaşında bir kadın danışan… Görünürde hayatında büyük bir sorun yoktu. Evli, iyi bir işte çalışıyor, dışarıdan bakıldığında “başarılı ve düzenli” bir yaşam sürüyordu. Ancak ilk görüşmede dikkat çeken şey, yorgunluktan çok daha derin bir boşluk hissiydi.
Kendini sürekli mutsuz, yetersiz ve suçlu hissettiğini ifade etti. Sabahları uyanmakta zorlandığını, sosyal çevresinden uzaklaştığını, artık hiçbir şeyin anlamlı gelmediğini söylüyordu. Uyku düzeni bozulmuş, işine olan ilgisini kaybetmişti. Görüşmenin ilerleyen dakikalarında “sadece yorgun değilim” cümlesi, sürecin dönüm noktası oldu diyebilirim.
Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda danışanda majör depresyon belirtileri olduğu açıktı. Erken fark edilmemiş ve zamanla derinleşmişti. Terapötik süreçte temel hedefimiz; bu durumu tanımak, danışanın kendine karşı geliştirdiği sert iç sesle yüzleşmesini sağlamak ve yeniden bir yaşam düzeni inşa edebilmekti.
Psikoterapinin yanı sıra, belirli bir dönemde medikal destek de sürece dahil edildi. Zamanla yüzündeki ifade, konuşma biçimi ve hatta oturuşundaki ağırlık bile değişmeye başladı. Sessizce çökmüş bir yapının, adım adım yeniden ayağa kalkmasına şahit olmak, mesleğimin en anlamlı yanlarından biri oldu.
Bugün danışanım hayatına çok daha farklı bir perspektifle devam ediyor. Hâlâ zaman zaman zorlandığı anlar oluyor elbette, ama artık ne yaşadığını biliyor ve bununla nasıl başa çıkabileceğini öğrenmiş durumda.
Depresyon, yalnızca bir ruh hali değişikliği değil; zamanında fark edilmezse yaşamın tüm yönlerini etkileyen ciddi bir ruhsal bozukluktur. Ancak doğru zamanda, doğru müdahaleyle üstesinden gelinebilir.